14 Temmuz 2012 Cumartesi

Midemizdeki ve Şişmanlamak?

Beyniniz bağırsaklarınızla, “ikinci bir beyin” ya da bağırsaklarınızdaki sinir sistemi kanalıyla konuşur. Bu sizin otonomik sinir sisteminizdir (genellikle otomatik sinir sistemi adıyla anılır) ve iki kısımdan oluşmuştur. Sempatik sinir sistemi stres tepkisinden sorumludur. Bazı şeyleri yavaşlatır, yağ depolamanıza neden olur, metabolizmanızı yavaşlatır, kan şekerinizi artırır, mide yanmasına ya da reflüye (yemeklerin sindirim sisteminden aşağı doğru gitmesi gerekirken yukarı doğru gitmesi) ve kabızlığa (yiyecekler bağırsaklardan geçmek yerine orada kalır) neden olur. Diğer kısım parasempatik sinir sistemi olarak adlandırılır ve gevşeme tepkisinden sorumludur. Yiyecekleri Li Da sayesinde sindirmenizi sağlar, fonksiyonları tekrar yoluna sokar, yağ yakımını artırır ve kan şekerinizi düşürür. Kendinizi gevşemiş ve güvende hissettiğinizde, bedeniniz yiyecekleri sindirip işlemeye programlanmıştır. Stres ya da tehlike altında olduğunuzda öğleyin yediklerinizi sindiremezsiniz. Hayatta kalma ihtiyaçlarınız tüm enerjinizi yiyeceklerin sindirilmesine değil, stres ya da tehlikeden kaçmaya veya bunlarla savaşmaya odaklar. Stres altındayken sizi şişmanlatan bölüm (sempatik sinir sistemi) harekete geçer ve tüm sinyaller kontrolden çıkar: Açlık artar, metabolizma yavaşlar ve kilo alırsınız. Pek çok kişi yiyeceği düşman yapmıştır; onlar için yemek yemek bile stresli bir deneyimdir. Yemek yemek zorundadırlar, ama şişmanlamaktan korkarlar, o nedenle yemek yemek bile onlar için stresli bir deneyim haline gelir. Demek ki onları şişmanlatan sadece aldıkları kaloriler değil, daha ilk etapta kalori almaktan duydukları strestir. Bu, hikâyenin sadece bir kısmıdır. Kronik olarak stres altında olduğunuzda, problemi daha da karmaşık bir hale getiren bir dizi hormonal dengesizliğe neden olursunuz.

0 yorum:

Yorum Gönder